victor hugo hayatı ne demek?

Victor Hugo: Hayatı ve Eserleri

Victor Hugo, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Şair, romancı, oyun yazarı, denemeci, siyasetçi ve insan hakları savunucusu olarak geniş bir yelpazede eserler vermiştir.

Doğumu ve Ailesi: 26 Şubat 1802'de Besançon'da doğdu. Babası Napolyon ordusunda generaldi ve annesi ise koyu Katolik ve monarşi yanlısıydı. Bu farklı dünya görüşleri, Hugo'nun hayatını ve siyasi duruşunu etkilemiştir.

Eğitimi ve İlk Eserleri: İlk eğitimini annesinden aldıktan sonra çeşitli okullarda okudu. Genç yaşta şiir yazmaya başladı ve 1822'de ilk şiir kitabı Odes et Ballades yayınlandı. Bu eser, ona büyük bir ün kazandırdı.

Edebi Kariyeri: Hugo, Romantik akımın öncülerinden biri oldu. Cromwell adlı oyununun önsözü, Romantizmin manifestosu olarak kabul edilir. Ardından Notre-Dame%20de%20Paris (Notre Dame'ın Kamburu) gibi önemli romanlar yazdı.

Siyasi Hayatı ve Sürgün: Başlangıçta muhafazakar bir tutum sergilese de, zamanla liberal ve cumhuriyetçi fikirlere yöneldi. 1848 Devrimi'ne katıldı ve milletvekili seçildi. Ancak III. Napolyon'un darbesi sonrası sürgüne gönderildi. Sürgün yıllarını Jersey ve Guernsey adalarında geçirdi.

Sürgündeki Eserleri: Sürgünde olduğu dönemde Les%20Misérables (Sefiller) gibi en ünlü romanlarını yazdı. Bu roman, yoksulluk, adalet, affetme gibi temaları ele alır ve dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Fransa'ya Dönüşü ve Ölümü: 1870'te III. Napolyon'un düşmesiyle Fransa'ya geri döndü. Hayatının son yıllarını edebi çalışmalarına ve siyasi faaliyetlerine devam ederek geçirdi. 22 Mayıs 1885'te Paris'te öldü ve büyük bir törenle Pantheon'a defnedildi.

Eserleri: Victor Hugo, çok sayıda şiir, roman, oyun, deneme ve siyasi metin kaleme almıştır. En önemli eserlerinden bazıları şunlardır:

Mirası: Victor Hugo, Fransız edebiyatının ve kültürünün en önemli figürlerinden biridir. Eserleri, dünya edebiyatını derinden etkilemiş ve günümüzde hala okunmaya ve incelenmeye devam etmektedir. İnsan hakları konusundaki duruşu ve sosyal adaleti savunması, onu evrensel bir sembol haline getirmiştir.